Eyvah ben de annem ve babam gibi alzheimer olur muyum?

Son zamanlarda demans ve Alzheimer’a, yakalananların sayısı gün geçtikçe artıyor. Bu hastalıklar sizin de korkulu rüyanızsa, bir de ailede bu hastalıkları geçirenler varsa kabusunuz artabilir. Kendinize sıklıkla “Ben de annem, babam gibi demans, Alzheimer ve Parkinson olur muyum?” sorusunu soruyorsanız, bu yazı tam sizlere göre…

Demans, Alzheimer, Parkinson, felç, beyin kanseri, epilepsi, ALS, kas hastalıkları gibi hastalıkların sırrı insan genetiğinde saklıdır. Alınan kan örnekleriyle, özel koşullarda yapılan DNA analizleriyle birçok beyin ve sinir hastalığının DNA yapılarında kodlanıp kodlanmadığı tespit edilir. Hastalığa yakalanma riski varsa yeni DNA’da bu hastalık kodlanmışsa kişinin yaşamında gerekli tedbirleri alması sağlanır. Bu tedbirlerin başında vücudun savunma sistemininin güçlendirilmesi gelir. Genetikte var olan hastalığa yönelik tetkikler sık tekrarlanır, gerekirse koruyucu tedaviler verilir. Ve kodlanmış hastalığın açığa çıkmaması ya da açığa çıkacaksa en hafif şekilde hastalığı atlatma ortamı hazırlanır.

HÜCRE HASAR TESTİ YAPTIRDINIZ MI?
Hücreler vücudumuzun en küçük yapı taşıdır. Hücrelerin yıpranmaya başlaması ile yaşlılık başlamış olur. Eğer fazla miktarda yıpratıcı etkenlerle hücre zarar görürse, hücrenin yapı taşları ve hücre merkezinde bulunan DNA hasarlanır ve işleyişi bozulur. Bu sebepler de kanser, Alzheimer, Parkinson, damar hastalıkları, MS gibi birçok hastalık oluşmaya başlar. Serbest radikaller, kronik enflamasyon (yavaş gelişen ancak ciddi seyirli bir iltihaplanma halidir) ve ileri glikasyon (şekerlere maruz kalmanın bir sonucu olarak glike hale gelen proteinler veya lipitlerdir) ürünleri (AGEs) vücudumuza zarar veren ve hastalık oluşmasına sebep olan etkenlerdir. Bunlar vücudun savunma mekanizmaları ve antioksidanlar tarafından temizlenmeye çalışılır. Fazla miktarda oluşursa mutlaka hücrede hasar yapar ve hastalıkları başlatır. Tıpta esas olan koruyucu hekimliktir. Mevcut yapılan testler, bir hastalık oluşmuşsa veya oluşmaya başlamışsa bozuk çıkar. Serbest radikal, kronik enflamasyon ve AGE ölçümü hücrede ne kadar hasar olduğunu dolayısıyla hastalık oluşma riskini belirler.

GENÇ YAŞTA UNUTKANLIĞIN SEBEBİ: DEPRESYON
Genç yaşta unutkanlık sebeplerinin en başında ise depresyon gelmektedir. Depresyon, stres, üzüntü, ajitasyon, aşırı çalışma gibi nedenlerle sinir sisteminin biyokimyasının değişmesi ve buna bağlı sinir sisteminin işleyişinin bozulmasıdır. Kişide uykusuzluk veya aşırı uyku, heyecan, takıntı, sinirlere hakim olamama gibi belirtiler oluşur. Depresyonda odaklanma sorunu olduğu için kişi dalgın ve unutkan olur. Kişide konsantrasyon bozukluğu yaşar.

DEMANS HASTASININ B VİTAMİNİ DÜŞÜK OLUR
Demans hastaları üzerinde yapılan çok sayıdaki çalışmada homosistein düzeyler yani insan vücudunda normal olarak üretilen ve vücutta yapılan pek çok maddenin yapımı esnasında kullanılan aminoasitler yüksek, B grubu vitaminler düşük bulunmuştur. Homositein toksik bir aminoasittir. Ve kan testleri ile ölçümlenir. Yaşam boyu yüksek homositein düzeyleri beyinde hasar oluşturarak, hafızada düşüşe neden olur. Vücutta homosistein düzeyleri yükseldikçe B grubu vitaminlerde azalma yaşanır. Özellikle B12 vitamini yaşla birlikte daha az emildiğinden yüksek homositein düzeyleri en çok B12 vitaminini etkiler.

HASARLI HÜCREYİ TAMİR EDEN TEDAVİLER
ÖLEN beyin hücresi geri gelmez fakat hasarlı hücreleri tamir etmek bazı tedavi yöntemleriyle mümkündür. Bunlar TMS, NAD ve glutatyon tedavileridir. İşte hücreleri tamir eden tedaviler:

YAŞAM BOYU GLUTATYON
Serbest radikal vücudumuzda ne kadar az olursa o kadar hastalıksız ve geç yaşlanırız. Fazlası hücreye hasar verir ve yaşam şifrenizi kodlayan DNA’ya zarar vererek, kanser, şeker, damar sertliği, Alzheimer, Parkinson gibi birçok hastalığı başlatır. Vücudumuzda serbest radikalleri yok eden en güçlü madde glutatyondur. Normalde vücudumuz her gün 10 gr. glutatyon sentezlediği halde bu miktar bile yetersiz kalmaktadır. Bunun için yaşadığımız sürece glutatyon desteği gereklidir.

TMS İLE İLAÇSIZ TERAPİ
2002 yılında depresyon tedavisinde FDA onayı alan TMS (transkraniyal manyetik stimülasyon) tedavisi, ABD, Kanada ve Avrupa ülkelerindeki tıp üniversitelerinde yaygın olarak uygulanmakta ve çok başarılı sonuçlar elde edilmektedir. Bu tedavi şekli psikolojik ve nörolojik amaçlı dünyada kullanılan son teknolojidir. TMS tedavisi, Alzheimer’da hastalığın ilerlemesini durdurmaya çalışan dünyada kabul görmüş tedavi yöntemidir. Toplamda her seans 20 dakika sürer. Ortalama 10-15 seans aralığında tedavi bitirilir.

NAD’LA HÜCRELERİNİ CANLANDIR
Vücudumuzda var olan NAD (Nikotinamid Adenin Dinükleotit) hücrelerimizde enerji üretiminde görev alır ve aynı zamanda hücrenin canlılığını sürdürmesini sağlar. Genetiğimizin şifrelerinin saklı olduğu DNA’mızın tamirine yardımcı olur. NAD tedavisi son yıllarda anti-aging, kronik yorgunluk, Alzhiemir, depresyon, beyin hasarı veya travması, Parkinson hastalığı ve birçok hastalıklarda yardımcı tedavi olarak kullanılmaktadır.

Yazıyı Sabah gezetesinde okumak için
https://www.sabah.com.tr/saglik/2023/01/11/eyvah-ben-de-annem-ve-babam-gibi-alzheimer-olur-muyum