Dâhiliğin sırrı genetik

İnsan beyninin sırrı tam olarak çözülemediği için hâlâ gizemini koruyor. Yapılan çalışmalara göre birçok kişi beyin potansiyelinin çok az bir kısmını kullanabiliyor. Bebeklik çağından itibaren beyninin yaratıcılıkla ilişkili sağ lobunu çalıştıran çocuk sanatçı olabilir, sol lobunu çalıştırırsa matematik zekası daha öne çıkar. Diğer yandan dâhiliğin sırrı ise genetikte saklı

Beyin fonksiyonları günümüzde tam çözülemediği için gizemini korumaktadır. Beyin sağlığımızı hastalık oluşmadan merak edip kontrol ettirmesek de beyin ile ilgili herkesin soracağı çok soru vardır. Bana hastalarımdan, arkadaşlarımdan öyle sorular geliyor ki; bir beyin ve sinir hastalıkları doktoru olarak şaşırıyorum. Gelin birlikte bu yazıda beynin gizemini çözmeye çalışalım.
Anatomik yapı olarak anne karnında oluşmaya başlayan beynin gelişimi, ergenlik çağında sona erer. Fakat beynin kapasitesini artırmak için yapılan çabalar tüm yaşam boyu devam eden bir süreçtir. 0-5 yaşları arasında beyin gelişimi çok hızlıdır. Bu dönemde çocukların öğrenmeleri görerek olur. Bebek beyni bu dönemde öğrenmeye ve içinde saklı olan potansiyelleri açığa çıkarıp geliştirmeye oldukça açıktır. Çocukların beynini bu dönemde geliştirmek mümkündür.10 yaşına kadar sağ beyin aktivitesi sol beyin aktivitesinden fazladır. Ancak 10 yaşından sonra çocuğun sağ beyin aktivitesi büyük ölçüde azalır.

SAĞ LOB YARATICI
Beyin sağ ve sol olarak ikiye ayrılır. Her iki yarımda da 4 bölge vardır. Beynimizin yaratıcı kısmı sağ lobudur. Sağ beyin, görsel ve işitsel konularla ilgilenir. İnsan, sezgilerinde beyninin sağ tarafını kullanır. Aynı zamanda sağ beyin lobu, vücudun sol tarafını (organlarını) yönetir. Görme ve duyma yoluyla öğrenir. Gerçek üstü hayaller kurar, mecaz anlamlarla ilgilenir. Bebeklik ve çocukluğun ilk dönemlerinde çocuğunuza kazandıracağınız spor ya da müzik veya resim gibi sanat dalı, onu ilerde ünlü biri yapmaya yeter.

SOL LOB MANTIKSAL
Beynimizin mantıksal kısmı sol lobudur. Matematiksel işlemlerde başarılıdır. Sebep-sonuç ilişkisini iyi kurar ve analitik düşünme becerisine sahiptir. Kelime, sayı ve sembollerle ilgilenir. Sol beyin lobu, vücudun sağ tarafını (organlarını) yönetir.

BESLENMENİN BEYİN ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
İnsan, beyin fonksiyonlarının gelişmiş olmasıyla diğer canlılardan ayrılır. Günümüzde kötü beslenmenin beyinde yaptığı tahribatlar ispatlanmıştır. Hastalanmadan önce sağlığı korumaya yönelik beslenme; ucuz, pratik ve yan etkisizdir. Ciddi bir hastalığın tedavisi hem zor hem de masraflıdır. Bunun için doğru beslenerek beynimizi hastalıklardan korumak önemlidir.
Tabiat, her türlü sıkıntının ve acının çaresini bünyesinde barındırır. Doğadaki meyveler, sebzeler, şifalı bitkiler, baharatlar ve hayvansal gıdalar; bizleri daha sağlıklı ve daha mutlu kılmak içindir. İyi bir beslenme alışkanlığı ile hücre tahrip edici maddelerden korunur, hücre yaşlanması uzar ve DNA zarar görmez. Böylece hastalıklardan korunmuş oluruz.

YENİ NESİL BEYNİNİ KULLANMIYOR
Ailemizin bize en büyük bıraktığı miras, genetiğimizde kodlanmış olan beyin kapasitemizdir. Her insanın belli bir beyin kapasitesi vardır. Bunu genetiği belirler. Fakat bu kapasitenin etkin kullanılması için yapılacak birçok şey vardır. Örneğin; bir arabanın son göstergesi 180 km. ise, 200 km. hız yapılamaz. Fakat iyi bir araba, bakım ve kullanan ile gerekirse son hıza kadar çıkabilir. Son yıllardaki bunca gelişmelere rağmen, beyin hala hakkında en az bilgiye sahip olunan organdır. Yapılan çalışmalar ve uzmanlara göre birçok kişi beyin potansiyelinin çok az bir kısmını kullanmaktadır.
Normal zeka seviyesine sahip bir aileden dahi çıkar mı? Zor, çıkmaz! Soylarında tespit edilmemiş gizli bir zeka varsa o çıkabilir. Çünkü zeka genetiktir. Tabii bunun tahsille ilgisi yoktur. Ailenin çocuğunu olduğundan daha fazlası için zorlaması yanlış, sizi geçemez. Ayrıca her geçen nesil bir öncekinden daha zeki olmuyor. Aksine günümüzde öğrenme için araştırma ve çaba sarf edilmiyor. Her bilgi eksik de olsa bilgisayarda ve sosyal sitelerde mevcut. Bundan dolayı yeni nesil, beyinlerini zorlamadıkları için gelişimleri de daha geride. Daha iyi bilgisayar kullanıyorlar ama otomatik işler yapıyor, beyinlerini kullanmıyorlar. Kütüphaneye gidip sayfalar dolusu araştırma yapmak beyni geliştirir ama bilgisayarda arama motorunda tuşa basıp çıkan sonuçlara bakmak beyni geliştirmez. Okurken hayal edebiliyorsunuz, televizyon izlemektense kitap okumayı bu yüzden tavsiye ediyoruz.

BEYNİMİZDEKİ HER HÜCRENİN GÖREVİ VAR
Vücudumuzun en küçük yapı taşı olan hücre ölürse, ölen bu hücrenin tekrar canlanması imkansızdır. Ölen beyin hücresi de bir daha geriye dönemez. Beynimizdeki neredeyse her hücrenin bir fonksiyonu vardır. Duygularımızı, öğrenmemizi, düşünmemizi, karar vermemizi sağladığı gibi; vücudumuzun tüm organlarının işleyişini sağlar ve bu işleyiş düzenini kontrol eder. Bundan dolayı ölen beyin hücresinin yokluğu, üstlendiği görevden dolayı diğer organ hücrelerine göre daha çok belli olur.

Yazıya aşağıdaki linkten de okuyabilirsiniz.
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/serdar-dag/2022/10/19/dahiligin-sirri-genetik