Çevre şartları ve doğal olmayan yaşam günümüz insanının hücre yapısını bozdu; Alzheimer ve demans gibi hastalıkların görülme oranı arttı. Eskiden doğayla iç içeydik, kimyasaldan uzaktık. Bu nedenle hafızamız tıkır tıkır işliyordu. Günümüz insanı ise bu hastalıkların pençesi altında. Sağlıklı bir hayat için doğal yaşamla iç içe olun, stresten uzak kalın, meyve-sebze tüketin, tencere yemekleri yiyin
Günümüzün yaşam şekli birçok hastalığı beraberinde getirdi. Yaşam eskiden daha doğal, daha sade ve en önemlisi daha az stresliydi. Peki şimdi? Tüm besinler suni, her gün giydiğimiz, vücudumuzla temas halindeki kıyafetlerimizin çoğu kanserojen maddelerle dolu, spor yok, stres çok. Ve bize zararını henüz tam bilmediğimiz bir sürü teknolojik aletlerle iç içeyiz. Bu da Alzheimer ve demans gibi rahatsızlıkları arttırdı.
“Eskiden yaşam kısaydı, herkes erken ölüyordu. Ondan dolayı bazı hastalıklar açığa çıkmıyordu” sözü, bir şehir efsanesidir. Eskiden ölümlerin çoğunun sebebi kalp kriziydi. Günümüzde bypass ve teknolojik sağlık işlemleriyle kalp krizi ölümleri azaldı. Peki ya Alzheimer, Parkinson, ALS , baş ağrısı gibi nörolojik hastalıklar eskiden bu kadar fazla mıydı? Hayır, değildi.
NE DEMANS NE ALZHEIMER
Bir nöroloji profesörü olarak, eskiye döndüğümde şimdiki bilim insanı kimliğimle geçmişteki insanımızı şöyle tahlil edebiliyorum… Bizim kuşaklar çok iyi bilir ki, milli bayramlarımızda (Bu arada geçmiş 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun), ilkokulda bize gazilerimizle röportaj ödevi verilirdi. Savaş 1920’li yıllarda olduğuna göre, röportajı yaptığım sıralarda o kişiler 75 yaşından büyüktü. Ama tüm ayrıntıları hatırlarlardı. Unutkanlıkları yoktu. Alzheimer ve demansın izi yoktu.
Yani eskiden ne demans olan vardı ne de şu anki gördüğümüz nörolojik hastalıklar. Babamın memuriyeti dolayısıyla birçok yer gezdim. Yaşlı insanlarımızı hatırlıyorum, halüsinasyon yani hayal gören, unutkanlık ya da psikolojik rahatsızlıklar yaşayan kişiler parmakla sayılacak kadar azdı. O dönemde Kore’ye savaşa giden çok kişi olduğu için yaşadıkları zorlu savaş günleri nedeniyle psikolojileri bozulmuş bazı kişiler vardı ya da sevgilisi tarafından terk edilen ve çektiği aşk acısı nedeniyle bazı psikiyatrik ve nörolojik rahatsızlıkları olanlar.
Bugün ise Alzheimer ve demans gibi hastalıklar korkulu rüyamız oldu. Bu hastalıkların artmasının temel nedenlerinden biri doğal yaşamdan uzaklaşmak. Son zaman hastalıkları olarak tanımlanıyor bu hastalıklar. Eskiden bu kadar çok yoktu. Eski insanlarımızın hafızası tıkır tıkır işliyordu. O zamanlar suni besin, suni giysi, yoktu. Her şey doğaldı. Belki de son zamanda doğal yaşama dönme çabaları, bitkisel tedaviyle uğraşanların ve doğal alternatif tedavi sunanların halk tarafından bu kadar ilgi görmesi bu yüzdendir.
ŞİFA İLE SONUÇLANAN TEDAVİSİ YOK
Maalesef hastalığın şifa ile sonuçlanan bir tedavisi günümüzde henüz mevcut değil. Eldeki ilaçlar sadece semptomları azaltmakta. Fakat son yıllarda bazı aminoasit içeren ilaçlar, nörotrofik yani beyin hücrelerini tamir eden ilaçlar piyasaya sürülmeye başlanmıştır.
Bununla beraber hastalara TMS Tedavisi denilen magnetik akım verilerek beyin hücrelerinin kanlanması sağlanmaktadır. Bu yöntemle elektrik aktivitesi artırılmaktadır. Bunun haricinde NAD denilen vücudumuzda koenzim olarak görev yapan molekül, hücrenin enerjisini artırıp DNA’yı tamir etme özelliğinden dolayı son zamanlarda Alzheimer hastalığının tedavisinde aktif olarak kullanılmaya başlanmıştır.
ALZHEIMER VE DEMANS ARASINDAKİ FARK
Demans yani bunama, kazanılmış ve işlev gören zihnin yitirilmesi anlamına geliyor. Genellikle orta yaş ve orta yaşın ileri evrelerinde görülmeye başlar. Alzheimer ise demans türlerinden biridir. Görülen bunamanın yarısından fazlasını Alzheimer tipi demans oluşturur. İlk belirti unutkanlıktır. Hasta yakın geçmişi unutur. Teşhis, doktorun sorgulama ve muayenesi ile büyük ölçüde konur. Çekilen beyin MR’ında ise durum büyük oranda belli olur. Bunun dışında rutin kan testleri istenir ve beyin fonksiyonlarının işleyişine bakılır.
DEMANS BELİRTİLERİ NELERDİR?
Öfke ve sinirlilik
Depresyon
Sıklıkla terk edilme korkusu nedeni ile yakınlarının peşinden ayrılmama veya talepte bulunma.
Takıntı, şüphe ve paranoya
Uykusuzluk
Uygunsuz cinsel davranış
Yazıyı Sabah gazetesinde okumak için aşağıdaki linki tıklayınız
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/serdar-dag/2022/11/02/eskiden-alzheimer-mi-vardi