Halk arasında “sara hastalığı” olarak bilinen epilepside, beyni oluşturan hücrelerin aşırı uyarılmasına bağlı olarak vücutta kasılma, bayılma, idrar kaçırma, el kol atması ve şuur kaybına kadar giden belirtiler yaşam kalitesini oldukça düşürüyor. Epilepsinin bebeklikte, çocuklukta ve gençlikte görülen birçok türü olduğuna değinen Nöroloji Uzmanı Doç. Dr.Serdar Dağ, “Hastalık çok dirençli değilse genellikle doğru teşhis ve doğru ilaçla 2-5 yıl arasında tamamen ortadan kaybolabiliyor. Fakat herhangi bir nedene bağlı olarak ortaya çıkan epilepsilerde ömür boyu ilaç kullanmak gerekiyor” diyor. Doç. Dr.Serdar Dağ, epilepsi hastalığıyla ilgili merak edilen soruları şöyle yanıtlıyor:
Epilepsi Sık Görülen Bir Hastalık Mı?
Epilepsi hastalığı maalesef sanıldığından çok daha fazla görülen ve insanların kusur olarak gördükleri, bu nedenle çevreden sakladıkları bir hastalık. Klinik deneyimlere göre, saklanma oranları çok yüksek olduğu için gerçek epilepsi hastasının ancak yüzde 20’sinin doktora başvurduğu düşünülüyor. Oysa epilepsi bebek döneminden itibaren kendini belli edebilen bir hastalık. Bebeklikte, çocuklukta, gençlikte görülen birçok tipi var. Genellikle bu yaşlarda ortaya çıkıyor. Ergenlikten sonra gelişen epilepsi nöbetlerinin altında ise başka bir hastalık aramak gerekiyor. Birçok görüş öne sürülse de, primer denilen ve erken dönemde açığa çıkan epilepsinin nedeni tam olarak belli değil. Fakat sekonder denilen epileptik nöbetlerin nedenleri belli; genellik yani kafa travmaların ve felç sonrası, beyin kanamaları ve beyin tümörü operasyonlarına bağlı olarak ortaya çıkıyor.
Dünyada vede ülkemizde epilepsi hastalığı sanıldığından çok daha fazladır.Bu yüzden bu hastalığın araştırılmasına büyük bütçeler ayrılmaktadır.A.B.D de bulunan ve dünyada tıp alanında ciddi ve güvenilir bir merkez olan MAYO CLİNİC te epilepsi ile ilgili yapılan son çalışma THE JUMA NETWORK dergisinin mayıs 2012 sayısının 69. Sayfasında yayınlanmıştır. Bu çalışmada epilepsi hastalığında kullanılan ilaçlara rağmen nöbetleri kontrol altına alınamayan hastalar üzerinde çalışmalar yapılmış ve yapılan tetkikler ve radyoloji sonucunda bu hastalarda otoantikorlar tespit edilmiştir.Bu hastalığın sebebinin otoimmun kökenli yani vücudun savunma mekanizması bozukluğuna bağlı olduğu öne sürülmüştür.Hastalara immun sistemi düzenleyici ve güçlendirici özellikte olan immunglobilin ve de kortizon tedavisi yapıldığında hastaların kliniğinde düzelme gözlenmiştir. Bu sonuç yüz güldürücü olmuş ve hastalar kadar doktorları da umutlandırmıştır.
Özellikle çocukluk çağında sık görülen epilepsi hastalığının vücudun savunma mekanizması bozukluğuna bağlı olma ihtimali, çocukların gelişmesi ve hastalıklara karşı henüz savunma mekanizmalarının tam oluşmadığı ve oluşma sürecinde olduğu göz önüne alınırsa ,çok yüksektir.İsrail schneider çocuk tıp merkezinde yapılan çalışmalar sonucu dirençli epilepsiye sebep olan glutamat reseptör antikorları tespit edilmiştir. 16 Mart 2012 swiss pediatric nöroloji derneği toplantısında otoimmun epilepsi ilgili bir çok çalışma sunulmuştur.Bu ve buna benzer bir çok çalışma vardır.
Hastalıkla otoimmunite arasında ilişki kurulması ve ve yapılan çalışmalardaki doğrulayıcı sonuçlar epilepsi hastalığının tedavisinde de heyecan yaratmıştır.Özellikle dirençli epilepsilerde hastaya uygulanan immun sistemi kuvvetlendiren immunglobilinler ve immun sistemi baskılayan yani vücudun kendi hücresinin ,yine kendi hücresine verdiği zararı önleyen kortizonlar henüz kullanılan epilepsi ilaçları ile beraber verildiğinde nöbetleri önleyici etkilerinin çok fazla olduğu gözlenmiştir.Günümüzde kullanılan epilepsi ilaçları nöbetleri önlemeye yöneliktir.Tedavi süreçleri uzun ve zahmetlidir.Hastalığın şifa ile sonuçlanması tam kesin değildir. Yapılan bu son çalışmalar epilepsinin tedavisini kolaylaştıracak yöndedir.
Tamamen İyileşmesi Mümkün Mü?
Genellikle çok dirençli değilse primer tip epilepsiler doğru teşhis ve doğru ilaçla 2 – 5 yıl arasında tamamen ortadan kayboluyor. Fakat herhangi sebebe bağlı olarak meydana gelen epilepsilerde ilacı maalesef ömür boyu kullanmak gerekiyor. Çünkü beynin o bölgesinde hasar olduğu için uyarısı daima bozuk kalıyor.
Farklı Epilepsi Tipleri Var
Epilepside beyindeki uyarı bozukluğu beynin bir bölgesinde olduğu gibi tamamında da görülebiliyor. Beyindeki uyarıların yerine göre nöbetin tipi ve derecesi de farklı oluyor. Yani hastalar her epileptik nöbette ağızdan köpük çıkararak ve yerde kasılarak bayılmıyor. Epilepsinin basit bir kol atmasından ve başın bir tarafa dönmesinden tutun da duygusal açıdan da farklılık gösterilmesine neden olan birçok nöbet tipi var. Örneğin hasta saldırgan tutumlar sergileyebiliyor, nerede olduğunu bilmeyebiliyor, daha önce yaşamadığı bir şeyi yaşamış gibi algılayabiliyor.
Epilepsinin Tedavisi Günümüzde Nasıl Yapılıyor?
Epilepsi tedavisinde mutlak bir şey var ki o da sürekli ilaç kullanmak. Hastaların doktor kontrolünde nöbetin bittiğine dair bulgular kanıtlanıncaya kadar her gün ilaç almaları gerekiyor, çünkü düzensiz ilaç kullanımı epilepsi tedavisinde başarısızlık yaratıyor.
Epilepsiden şüphelenilen hastaya öncelikle bir beyin MR’ı ya da beyin tomografisi çekip epilepsiye neden olan bir etkenin olup olmadığını araştırmak gerekiyor. Epilepsi tanısı EEG ya da beyin elektrosuyla konuluyor ve bununla takip ediliyor. Beynin hangi bölgesinde uyarı varsa elektro bunu gösteriyor, hastalığın derecesi ve şiddetini doktorun tespit etmesini sağlıyor. EEG, günümüzde bunu sağlayan tek teşhis cihazı. Ayrıca hasta ilacı kullanırken ilaç dozunun kandaki seviyesinin mutlaka kontrol edilmesi gerekiyor.Ayrıca son yıllarda ABD de epilepsi tedavisinde TMS tedavisi denen ve FDA onaylı olan tedavi yöntemi ile beyne mağnetik dalgalar vererek epılepsi nöbetine sebep olan dalgalar düzeltilmektedir . Bu tedavi yurdumuzda da başarı ile uygulanmaktadır
Epilepsi Hastalarının Günlük Yaşamlarında Nelere Dikkat Etmeleri Gerekiyor?
Epileptik nöbetler genellikle dikkatin dağıldığı anı yakalıyor. Dolayısıyla epilepsi hastaları ilaç kullansalar bile dikkatlerini dağıtacak kadar yorulmamalı. Uykusuz ve aç kalmamaları, dikkati dağıtacak aşırı alkolden kaçınmaları gerekiyor. Bu durumlarda nöbet geçirme riski mutlaka artıyor. Tedavileri tamamlanmamış epileptik kadınların zihnini kurcalayan en büyük sorun ise hamilelikte nöbetin olup olmaması. Epilepsi hastaları ilacı kontrollü aldıkları takdirde hiçbir sorun yaşamıyorlar.
Nöbete Giren İnsana Müdahale Etmek Gerekir Mi?
Nöbette şuuru kaybolmuşsa hasta nöbeti hatırlamıyor. Ayrıca nöbetlerin bir iki saniyeden saatlerce uzadığı durumlar söz konusu olabiliyor. Nöbetler sürekli bir hal alabiliyor, hayati bir tehlike bile olabiliyor. Bunun için nöbet geçiren kişiyi görünce zarar vermeyecek bir pozisyona getirmek, kendi haline bırakmak, zarar verecek davranışlarda bulunmamak lazım. Nöbet başladıktan sonra bir sağlık kuruluşundan yardım almak gerekiyor.
Epilepsi Hastası Olan Kadın Gebe Kalabilir Mi?
Tedavisi tam tamamlanmamış epileptik genç kızlar tabii ki gebe kalabilir. Gebelik süresince mutlaka ilacını alması gerekmektedir.
Epilepsi hastası eğer ilacını almazsa, geçireceği nöbet çocuğuna zarar verebilir. Epilepside anneyi ve çocuğu etkilemeyen, etkilese de minimal dozda etkileyen ilaçlar vardır. Bunların kullanılması gerekir.
Epileptik ilaçların çocukta yaptığı en büyük hasar, yarık damak dudaktır ki biz bunu ufak bir estetik cerrahiyle düzelttirebiliriz. Fakat bu durum binde bir görülür.
Anne nöbet geçirdiği zaman, çocuğun oksijensiz bir ortamda geçirebileceği hasar, çocuğu ömür boyu sakat bırakabilir. Onun için epileptik annenin ilacını mutlaka kullanması gerekmektedir.
Epilepsi Tedavisinde Cerrahinin Yeri Nedir?
Dirençli bazı vakalarda ve çok özel bazı epilepsi türlerinde epilepsi cerrahisi uygulanıyor. Eğer uyarı beynin tek bölgesinden kaynaklanıyorsa cerrahiyle o bölge etkisiz hale getiriliyor. Epilepsi hastalarının “ameliyat olur ve kurtulurum” şeklinde yanlış bir kanıya kapılmamaları gerekiyor. Çünkü cerrahi sadece belli bir epilepsi türünde başarı sağlıyor. İlaçla kontrol altına alınmayan bir epilepsi türü ilaçla kontrol edilebilir bir hale geldiyse, bu tedavinin başarılı olduğu anlamına geliyor. Dolayısıyla bu hastalıkta doktor kontrolünde düzenli ilaç tedavisi almak başarı için esastır.
Dr. Serdar DAĞ