Tıp dünyasında baş dönmesi genel olarak “vertigo” diye adlandırılır. Vertigonun belirtileri arasında; gerçekten dönme hissi, etraftaki cisimlerin dönmesi, boşlukta kendini güvensiz hissetme, yerin ayağın altından kayıyormuş gibi olması, deprem oluyor hissi söylenebilir. Hastanın şikayetleri arasında bulantı, kusma, işitme kaybı, çınlama, tekrarlama olabilir.
Vertigonun Türleri ve Sebepleri
- Nörolojik Kökenli Vertigo:
Bu tür baş dönmesi, bazı epilepsi (sara hastalığı) türlerinde ender de olsa görülür. Beynin “cerebellum” denen kısmının hasarlarında; baş dönmesi görülür. Nörolojik kökenli baş dönmelerinde, baş dönmesine eşlik eden başka semptomlar da vardır.
- Meniere Hastalığı:
Tekrarlayan baş dönmesi atakları, kulak çınlaması ve zaman içerisinde, tekrarlayan ataklarla yerleşen sağırlık vardır. Tipik bir atakta; ani başlayan birkaç dakika ile saatler arasında süren baş dönmesi ve değişen şiddette kusma bulunur. Atak sıklığı hastadan hastaya farklılık gösterir.
- Pozisyonel Vertigo:
Başın ani pozisyon değiştirmesine gövde uyum sağlayamaz ve yataktan kalkma, başın çevrilmesi vb. nedenlerle baş dönmesi atakları ortaya çıkar. Ataklar, genelde bir dakikadan az sürer. İşitme ve çınlama baş dönmesine eşlik etmez. Bazen yaşlılarda bu tür baş dönmesi, birkaç saniye sürer ve yıllarca devam eder.
- Vestibüler Nörinit:
Sıklıkla tek bir baş dönmesi atağı ile beliren selim bir tablodur. Bu türde de, çınlama ve sağırlık yoktur. Hastalar, genelde genç-orta yaş erişkinlerdir. Hastaların hemen hemen hepsi, birkaç hafta önce geçirilmiş üst solunum yolu (grip vs.) enfeksiyonu bilgisini verirler. Bu baş dönmesinin nedeni, tam ispatlanmamış olsa da virüs denen bir mikrop türü sorumlu tutulmaktadır. Vertigo atağı ve kusma günler içinde şiddetini azaltarak geçer. Ani hareketle başlayan fenalık hissi ise, haftalarca kalabilir.
Tanı ve Tedavi:
Vertigonun çözümü; sıkıntının nerede olduğunu bulmakla başlar, tedavi aşaması daha sonra gelir. Vertigo artık teknolojinin bize sunduğu ileri düzey aletlerle tespit ve tedavi edilmektedir. Günümüzde kullanılan, en son teknoloji “vhit” ve “vemp” cihazları ile; denge sistemlerindeki patolojilerin türü ve sebepleri saptanmaktadır.
Baş dönmesi ile başvuran hastayı, hekim iyice dinlemeli, detaylı bir muayene ile düşündüğü baş dönmesi türünü, hastaya yaptırdığı tetkiklerle doğrulamalıdır. Gerekli beyin ve sinir testlerinin yanında laboratuvar test yapılır. Son yıllarda “vhit” ve “vemp” testleri ile baş dönmesinin, kulak kökenli mi yoksa beyin kökenli mi olduğu tespit edilmekte, buna göre yapılacak diğer testlere ışık tutmakta ve tedavisi aletler sayesinde yapılmaktadır.
Serdar Dağ