Baş ağrısı, bel ağrısı, boyun ağrısı gibi insanın yaşam kalitesini bozan birçok ağrı türü vardır. Hekimin araştırması sonucunda bu ağrılara neden olabilecek etken bulunamazsa veya bu kadar ağrı yapmayacağı kanaatine varılırsa, hastaya ağrılarının nedeninin sinirsel olduğu söylenir.
Hasta için esas kabus bu sözden sonra başlar. Hasta yakını, hastanın psikolojisinin bozuk oluğunu düşünür. Bazen de hastanın bu durumu kullandığını içinden geçirir ve hastanın şikayetlerine aldırmaz. Fakat hastanın yaşadığı bir ağrı gerçeği vardır ve hastanın yaşam kalitesi bozulmuştur. Ağrı sebebinin sinirsel olduğunun herkes tarafından söylenmesi, doktor doktor gezmek ve önemsenmemek; var olan ağrıları daha da arttırmıştır .
Tüm tıp kitaplarında ve yayınlarında sinir sistemi ve ağrı ile ilgili birçok kanıtlanmış bilgi vardır. Sinir sisteminin yıpranmış olması ağrıyı daha da arttırır. Şunu bilmek gerekir ki, depresyon kalıcı bir ruh bozukluğu değildir. Sinir sisteminin, yaşanan kötü olaylar, geçirilen hastalık vs. gibi etkenlerle biyokimyasının bozulmasıdır. Tedavi ile düzelir. Panik atak, takıntı gibi durumlar da biyokimyasaldır ve uzun süren tedaviyi gerektirir.
İnsanlarda nasıl diğer organlar ve sistemlerin bozulması hastalıklara yol açar ise sinir sisteminin de hasar görmesi çeşitli hastalıklara yol açar. Felç, sara hastalığı gibi depresyon ve panik atak vs. de sinir sistemi hastalığıdır. Felç geçiren hastanın belirtileri güç kaybı, konuşma ve denge bozukluğu vs.; depresyonun belirtisi ise huzursuzluk ,uykusuzluk, içe kapanma vs.dir. Özetle bu gibi durumlar bir ruh bozukluğu değildir.
Sinir sisteminin bozuk olması, tek başına ağrıya sebep olduğu gibi var alan ağrıyı daha da arttırır. Örneğin migreni olan bir hastanın gün içinde gerginliği artarsa ağrısı tetiklenir. Bel, boyun ve sırt ağrısının nedenleri arasında sinir sisteminin bozulması ile oluşan kas spazmları ön plandadır.Sinirlenince mideyi uyaran sinir fazla çalışır ve gastrit, ülser gibi rahatsızlıklara yol açar.Bu gibi örnekleri çoğaltabiliriz. Ağrı çeken hastanın ızdırabı büyüktür. Bu ağrıların sebebi sinir sisteminin bozukluğu da olabilir. Hekimin ve hasta yakınının bu durumu psikolojik rol yapma gibi algılaması ve önemsememesi çok yanlıştır. Hastanın ağrıya sebep olacak etkenleri ortadan kaldırıldıktan sonra mutlaka sinir sistemi de gözden geçirilip tedavi edilmelidir. Aksi taktirde ağrı kronikleşir hasta ve hasta yakını sağlık sektörlerinde maddi kaybına uğradıkları gibi olumlu bir sonuç da alamazlar.
Migren ve Gerilim Tipi Baş Ağrısı
En çok görülen iki ağrı türü, migren ve gerilim tipi baş ağrısıdır. Ağrı ve depresyon çok sık görülen evrensel bir yakınmadır. İnsanoğlunun acı ve ızdırap çektiğinin ifadesidir. İkisinde de ruhsal, bedensel ve sosyal süreçler iç içedir. Kısaca depresyon sinir sisteminin nezlesidir diyebiliriz fakat ruh hastalığı kesinlikle değildir. Ruh hali ile ağrı iç içedir ve sinir sistemi bozukluğunda ağrı çok sık görülür.
Baş ağrısı bu belirtiler içinden en sık görülenidir. Bu ağrı genellikle enseden başlar ve tüm başa yayılan, sıkıştırma tarzında bir ağrı olup, çift taraflıdır. Ağrı, enseden başladığı gibi başın önünü de tutabilir ve hastalar tarafından başda gerilme ya da kafa üzerinde bir ağırlık hissi olarak tanımlanır. Bulantı ağrıya eşlik edebilir, ağrı kesiciye yanıt vermez, tüm gün boyu sürdüğü gibi stresin arttığı saatlerde daha da artar, hayat kalitesini bozar ve iş verimini de azaltır.
Tanıda somut bir laboratuar ve BT, MR bulgusu yoktur. Genellikle bu tür hastalara migren teşhisi konur, sinirsel denip geçiştirilir. Bu hastalıkta tanı ve tedavi çok önemlidir.
Nasıl insanların diğer organlarında zaman zaman rahatsızlıklar meydana gelmesi herkes tarafından normal karşılanıyorsa insan anatomisinde var olan sinir sisteminin rahatsızlığı da herkes tarafından normal karşılanmalıdır. Bir örnek verecek olursak, soğuk bir havada ince kıyafetle dışarıya çıkan bir kişinin hasta olma riski nasıl yüksekse, sıkıntıya maruz kalan, stresli işlerde çalışan, aşırı üzülen ve aşırı sevinen insanların da depresyona girme olasılığı diğerlerine göre daha fazladır. Çünkü bu durumdaki insanların sinir sisteminin biyokimyası değişir ve diğer hastalıklar gibi muhakkak tedavi olmaları şarttır.
Toplumda çok sık görülen bir baş ağrısı türü olan migren ile gerilim tipi baş arısı iç içe geçmiş durumdadır. Migren, çoğunlukla ataklar halinde gelen bir baş ağrısı tipidir. Ataklar 4 saatten 72 saate kadar değişen uzunluklarda olabilir. Kişi ataklar arasında kendini tamamiyle normal hisseder.
Eskiden “sadece bir baş ağrısı tipi” olarak görülen migren, artık başlı başına bir nörolojik hastalık olarak kabul edilmektedir. Migren ağrısı genellikle orta şiddette ya da şiddetlidir ve kişinin normal aktivitelerini engelleyebilir. Baş ağrısı zonklayıcı, matkapla deler gibi ya da nabızla birlikte atan şekilde hissedilebilir. Bulantı, kusma, ışığa veya sese karşı aşırı hassasiyet baş ağrısına eşlik edebilir. Migren, kadınlarda erkeklerden daha sık görülür. Birçok kişide ağrı ve diğer semptomlar o kadar şiddetlidir ki, sadece karanlık bir odada yatıp uyumak isterler.
Cinsel Aktivite Sırasında Olan Ağrı Cinsellikten Kaçış Mı?
Kadınların seks istemedikleri zaman söyledikleri “başım ağrıyor” sözünün doğruluk payı varsa gerçekten seks sırasında baş ağrısı yaşanıyorsa; bu ağrı; sağlık açısından tehlikeli bir durumun habercisi olabilir.
Cinsel ilişki sırasında görülen baş ağrısı sıkça görülür. Özellikle bizim toplumumuzda cinsellik utanılacak bir tabu olduğu için, cinsellikle ilgili tüm hastalıklar mümkün olduğu kadar saklanır. Kişiler ancak, yaşam kaliteleri çok bozulduğu zaman hekime başvururlar.
Cinsel ilişki sırasında görülen baş ağrısı toplumumuzda sık görülmesine karşın, doktora başvurma sayısı oldukça düşüktür. Cinsel ilişki sırasında; şiddetli baş ağrısı varsa; özellikle organzm sırasında ağrı şiddetli ise; beyni besleyen herhangi bir damarda yırtılma olabilir. Bu durum beyin kanamasına yol açar.
Orgazmik baş ağrısı olarakta isimlendirilen bu ağrı; beyin kanamasının habercisi olabilir.Toplumumuzda migren çok sık görülür. Migren; beyin damarlarını ilgilendiren bir baş ağrısı türüdür. Kendilerinde veya ailelerinde migren öyküsü olan kişilerde organzm sırasında;başağrısı olma olasılığı yüksektir. Hatta mastürbasyonda bile; baş veya boyun ağrısı olabilir.
Damarların genişlemesi sonucu eğer damar yapısı bozuksa,beyin damarlarında genişleme (anevrizma)vs varsa, damar yırtılabilir ve beyin kanaması oluşur. Kanama sonrası beyinde oluşan hasara bağlı olarak, kısmi felç, tam felç ve hatta ölüm olabilir.
Cinsel aktivite sırasında görülen baş ağrısı 2’e ayrılır:
1)İyi huylu cinsel ilişki baş ağrıları;Cinsel aktivitede organzm öncesinde veya organzm sırasında ağrı başlar. Heyecan arttıkça ağrı yoğunlaşır. Bu yüzden cinsel aktiviteye son verilir. Ağrıyı yaşayanlar cinsel aktiviteden kaçarlar. Bu tür ağrılar yukarıda bahsettiğim gibi migrenlilerde daha sık görülür. Cinsel aktivite öncesi alınan bazı ilaçlar, anti depressan ilaçlar bu tür ağrıya iyi geldiği bilinmektedir.
2)Cinsel ilişkide ilk kez başlayan şiddetli baş ağrısı ki; bu ağrı eğer kişinin hayatında yaşadığı en şiddetli baş ağrısı veya ağrılarından biriyse,çok tehlikeli olabilir. Altında beyin kanaması olma ihtimali çok fazladır. Yukarıda bahsettiğim iyi huylu baş ağrısına benzemesi şiddetlidir ve acil müdahaleyi gerektirir. Eğer cinsel ilişki sırasında böyle şiddetli bir ağrı yaşanıyorsa mutlaka bir yakın sağlık kuruluşuna başvurmak gerekir. Tetkiklerle aksi kanıtlanıncaya kadar, bu baş ağrısı tehlikeli sayılır.
İyi huylu baş ağrısı da tedaviyi gerektirir.Çünkü bu baş ağrısının altında da beyin kanamasına bu baş ağrısının altında da beyin kanamasına neden olabilecek bir damar bozukluğu olabilir. Damar bozukluğu olmasada kişinin yaşam kalitesini bozduğu için bu tür baş ağrısının tedavisi mutlaka yapılmalıdır.
Cinsel ilişkinin zevkten ölüme dönüşmemesi için;bu tür baş ağrısı çeken hastaların mutlaka doktora başvurması gerekir. Cinsel aktivite sırasında sırasıyla görülen baş ağrısı ister az şiddette,ister şiddetli olsun mutlaka önemsenmelidir ve doktora başvurulmalıdır.
Dr. Serdar DAĞ