Türk sinemasının usta oyuncusu Nebahat Çehre, güzellik sırlarını açıkladı. Yıllara meydan okuyan Çehre, “Her yaşta sporu öneriyorum. Her gün 10 bin adım atıyorum. Yemek konusunda kısıtlamam yok. Botoks ve cilt bakımı yaptırıyorum. İnsan aynaya baktığı zaman kendisini mutlu görmeli” dedi
Bir dönemin Türkiye Güzeli ve ‘Aşk-ı Memnu’, ‘Haziran Gecesi’ ve ‘Muhteşem Yüzyıl’ gibi en çok izlenen dizilerin gözde oyuncusu… Tam da tahmin ettiğiniz gibi Nebahat Çehre’den, nam-ı diğer ‘Aşk-ı Memnu’nun Firdevs Yöreoğlu’sundan bahsediyorum. Bu hafta yıllardır arkadaşım olan Nebahat Hanım’la bir araya geldik. Sizlerin en çok merak ettiği soruları ilettim kendisine… İşte Çehre’nin gençlik sırrı, yaptığı işler, kariyeri ve yaşantısı hakkında samimi açıklamaları…
■ Nebahat Hanım, Türkiye’nin yaşlanmayan güzeli olarak anılıyorsunuz. Güzelliğinizin sırrı nedir? Gençlere bu konuda özellikle tavsiyeniz var mı?
Baktığın zaman geç bir yaş ama ben onu kabul etmiyorum. Gençlere de “Yaşlılığı unutsunlar, yaşını güzel yaşamaya baksınlar” tavsiyesinde bulunuyorum. Her yaşın ayrı güzelliği var. Biz de bebek olduk, genç kız olduk. Bütün bunları yaşadık, dönem böyle dönecek. “Bu yaşlanmış” diyen herkes bir gün yaşlanacak. Onun için bunlardan kurtulmak lazım. Evet, ben yaş aldım, bayağı yaşım var. Bunun için de herhangi bir şey yaptığım yok. Biraz aile genetiğinde bu var. Hayata güzel bakmak var. Dostlarımı seviyorum, dostlarım beni seviyor. O motivasyon çok iyi geliyor. Yani yaşlanmanın üzüntüsünü çekmiyorum.
DİSİPLİNLİ BİR KADINIM
■ Güzellik kavramı genelde kadınlarla anılıyor. Sizce Türkiye’de erkekler kendine bakıyor mu? Bir erkekte dikkatinizi çeken ilk şey ne oluyor?
Genç kızken ilk erkek arkadaşımın ayaklarına baktım, ayakkabısına ve çorabına… Kısa mı, uzun mu diye. Yani 15 yaşındaydım. O da Galatasaray’da okuyordu. Ayakkabı çok dikkatimi çeker. Sonra zaman içinde bir birliktelik, arkadaşlık olursa onun zekâsı çok önemli, espri yapabilmesi çok önemli. Tabii ki ben ona cevap veriyorsam devam ediyor ilişkiler.
■ Birçok dizi ve filmde oynadınız. Fakat ‘Aşk-ı Memnu’da ‘Bihter’in annesi ‘Firdevs Yöreoğlu’ olarak gönüllere taht kurdunuz. Sizce bu karakterin toplum tarafından bu kadar beğenilmesinin ve capslere konu olmasının sebebi nedir?
O karakter aslında çok tehlikeli bir karakter. Fakat bu karakter sonrasında zarafet ve asaletiyle de ön planda oldu. Bu kadın öyle her şeyi hırsı için yapabilecek bir kadın değil. Her şeyi böyle aklıyla, zarafetiyle yürüttü. Alaçatı’daki 9 yaşındaki çocuk beni çok beğeniyormuş. Genç anne ve babaya “Benim bu dizide neyimi beğeniyor?” diye sordum. 9 yaşındaki çocuğun cevabı “Dizinin en akıllı kadını sizsiniz” oldu.
■ ‘Firdevs’ ve ‘Bihter’den bahsetmişken sizce bir anne-kız arasındaki doğru ilişki nasıl olmalı?
Mümkün olduğu kadar arkadaş olmalılar ve anne kendi gençliğine dönüp ona göre karar vermeli. Tabii ki her anne veya her baba çocuğunu kendisi disipline eder. Fakat ben Nazım Hikmet’in bir lafını çok severim: ‘Babamdan ileri, doğacak çocuğumdan geriyim.’ Nesil çünkü değişiyor. Ama mümkün olduğu kadar arkadaş olursanız o çocuk eve geldiği zaman yaptığı şeyi açık açık size anlatır, bu cesareti ona veriyorsanız, onu tehlikeden korursunuz. Gerçi ben anne falan değilim, olmadım yani. Ama yeğenlerim var. Ben özel hayatımda biraz disiplinli bir kadınımdır.
18.00’DEN SONRA YÜRÜYORUM
■ Pandemi döneminde herkes bir şeyler üretmenin peşine düştü. Hobi edindi, mutfakta kendini geliştirdi. Siz bu süreci nasıl değerlendirdiniz? Hiç mutfağa girip denemekten zevk aldığınız şeyler oldu mu?
Yemekleri yardımcım yapıyor ama zeytinyağını, baharatları hepsini ben ayarlarım. O sadece soğanını falan keser. Yemeğe meraklı bir kadınım. Cheesecake, portakallı pastalar ve kekler yaptık. Benim bir şansım da evimin şehirde olmasına rağmen ormanın içinde yaşamam. Alan o kadar büyük ki ben günde en az 4 kilometre yürüyüş yapıyorum. Bu bazen 6-7 kilometreye kadar çıkıyor. Her gün en az 10 bin adım atıyorum. Bunu her gün yapıyorum. Akşam 18.00’den sonra yürüyorum. Çok faydasını gördüm. Yemeklerle kısıtlamam kendimi, her şeyi yaptık. Bu yürüyüş çok faydalı geldi. Her yaşta sporu öneriyorum.
■ Peki, estetik konusunda herkes bir şeyler söylüyor. Bazen yaptıranlar inkâr ediyorlar. Sizce estetik paylaşılması zor bir konu mu? İnsanlar neden saklama ihtiyacı duyuyor?
Ben hiç öyle bir şey duymuyorum. Ben yaptırdım, 12-13 sene oldu. Paris’te yaptırdım ve memnun kaldım. Çünkü her kadının belli yaşlarda çizgileri çıkar. Mutsuzluktan yaptırmadım ben, mesleğimden dolayı, ama sadece sanatçıların değil her kadının kendine bakması gerekiyor. “Ben erkeğim, kendime bakmam” diye bir şeyi kabul etmiyorum. Her insan, kadın ya da erkek fark etmez, aynaya baktığı zaman kendini mutlu görmeli, kendinden memnun kalmalı. Karşı gelmiyorum ben, her türlü bakım olmalı. Ben botoks yaptırıyorum. Arada kendimi moralsiz görürsem cilt bakımı yaptırıyorum. Bunları ihmal etmesinler.
40 SENELİK KAZAKLARIM VAR
■ Tarzınız, stiliniz ile dikkat çekiyorsunuz? Moda konusunda çizginiz ve sınırınız nedir?
Moda konusunda mesleğimden dolayı her şeyi giyiyorum. Tuvalet de giyiyorum, yırtık elbise de giyiyorum. İmkânı olan bir aileyi de oynuyorum, imkânsızlıkla yaşayan bir aileyi de oynuyorum. Mesela Selim İleri’nin bir tiyatro oyununda mutsuz bir kadını oynuyordum. Bana dedi ki “Nebahat şık giyiniyorsun…” Sonra beni pazara götürdüler, oradan kıyafetler, etekler seçtiler, beni giydirdiler, “Yahu sen yine şık oldun” dediler. Yani bir şeyi taşımak ve duruş çok önemli. Kendi yapımı biliyorum, bana ne yakıştığını biliyorum. Herkese de yakışır. Biraz emek gerek. Moda diye yakışmayan hiçbir şeyi almıyorum. Benim gardırobumda 40 senelik kazaklarım, küçük küçük bluzlarım var. Herkes soruyor “Bunlar nereden?” diye. Zannediyorlar ki gizliyorum bunları. Yeni kıyafetlerimi eski kıyafetlerimle bir uyum haline getirerek kullanıyorum. Eski pantolonumu yeni bir tişört ya da gömlekle giyerek bir uyum yakalıyorum. Giyimde her sene 3-4 tane bir şeyi değiştirip eskilerimle change ediyorum. Bazı şeylerimi de mesela her sene veririm. Yeğenlerim, yengeler var… Bizim bir şanssızlığımız var. Bir-iki defadan sonra bazı kıyafetlerimizi giyemiyoruz. Fotoğraf çektirdiğimiz bir kıyafeti başka bir programda giyemiyoruz.
AMAÇ HASTALANMADAN ÖNCE VÜCUDU YENİLEMEK
HERKES Nebahat Çehre gibi şanslı olmayabilir, kendine iyi bakmayabilir ya da genetiği kötü olabilir. Genç kalmanın, daha doğrusu ileriki yaşlarda yaş alıp iyi görünmenin yolları için gençlik önerilerim şöyle: İyi beslenmek, kötü alışkanlıklardan uzak durmak, düzenli spor yapmak ve tabii ki en önemli şey vücudumuzun en kült yapı taşı olan hücrelerimizi korumaktır. Bunun için de eksik olan maddeleri yerine koymak, hücrelerin içini temizlemek, glutatyon tedavisi, her vücudun dokusunda bulunan kök hücrenin artırılması ile yapılan tedaviler son tedavi yöntemleridir. Vücudumuzu yenileyen ve kök hücreleri artıran gıdaları almakta fayda var. Amaç hastalanmadan, vücudun kendi içinde olan maddeleri kullanarak vücudun yenilenmesini sağlamaktır.
PARA BENİ İLGİLENDİRMİYOR
■ “Hayatta asla yapmam” dediğiniz bir şeyi yaptınız mı?
Belki yapmışımdır ama çok önemli olmadığı için şu an aklımda öyle bir şey yok. “Yapmam” dediğim şeyi pek yapmam zaten. Mesela prensip olarak başlamış olan bir diziye arada girmem. Beni para hiç ilgilendirmiyor. Parayla gerçekten hiç alakam yok. Ama prensiplerimde, inançlarımda taviz vermiyorum. Bu da beni bu zamana kadar doğru yola götürdü.