Vücudumuzda doğal olarak bulunan ve hücrelerin enerji üretmesine yardımcı olan NAD enzimi, zamanla azalmaya başlar. Oksijen ve glikoz gibi NAD eksikliği de hücreyi ölüme götürür böylece yaşlanma süreci hızlanır. Önlem almak için laboratuvarda üretilen NAD’ın doktor tarafından hastalara verilmesi gerekir
Hepimiz için ölüm korkutucudur. Yaşlanmak ölüme biraz daha yaklaşmak olduğu için yaşlanmamak için yapılan estetikler genç görünmenin yanında biraz da ölümden uzaklaşma çabasıdır. Fakat ölüm gibi yaşlanmak da kaçınılmaz bir gerçektir. Önemli olan bedenen ve ruhen sağlıklı ve olabildiğince hastalıklardan uzak yaşlanmaktır.
YAŞLILIK BAŞLANGICI 65
Tarihe bakarsanız birçok uygarlık ölümsüzlük iksirini bulmaya çalışmışlar fakat hiçbiri yaşlanmaya ve ölüme engel olamamıştır. Kişinin kaç yıl yaşayacağına dair beklentiler, dünyadaki ülkelere göre değişiklik gösterir. Erkek ve kadında bu süre farklıdır. Günümüzde yaşam süresi artmıştır; bunda yeni yaşam biçimlerinin, tıbbın ilerlemesinin büyük katkısı vardır. Günümüzde yaşlılık başlangıç yaşı 65; hatta bazı ekollere göre 75 olarak belirlenmiştir. Fakat yaş arttıkça, alzheimer, felç, parkinson gibi hastalıklar belirmiş ve yaşam kalitesini düşürmüştür. Bedenimiz ruhumuzun isteklerine cevap veremiyorsa; yaşlanmaya başlıyoruz demektir. Bilim insanları tarafından, insanlarda bazı hücrelerin, laboratuvar koşullarında 150 yıldan fazla yaşamakta olduğu ispat edildi. Gerekli şartlar hazırlanırsa insanlar uzun yıllar yaşayabilir.
GENETİK ÖZELLİKLER ETKİLİ
Yaşlanmak kaçınılmaz bir gerçektir. O zaman yaşlanmayı durdurmak söz konusu değildir. Önemli olan kaliteli ve hastalığa yakalanmadan yaşlanmaktır. Yaşlanma hücrede başlar. Hücreler, çoğalmak ve dokuları yenilemek amacıyla bölünür. Hücre bölünürken çekirdeğinde taşıdığı genetik bilgiyi yeni hücreye aktarır. Genetik bilginin taşınması DNA adı verilen bir madde sayesinde gerçekleşir. Hücrelerdeki DNA, kromozom denilen bir yapının içinde yer alır. Hücre her bölündüğünde kromozomları koruyan “telomer” adındaki yapılar kısalır. Ancak telomerler kısaldıkça hücre bölünmesi zorlaşır ve bir süre sonra hücre artık daha fazla bölünemez. İşte bu durum, birçok bilim insanı tarafından yaşlanmanın nedeni olarak kabul edilir. Bunun dışında çevresel faktörler, genetik özellikler ve beslenme alışkanlıkları da yaşlanma sürecini etkiler. Bu nedenle bu süreç her insanda farklıdır. Yaşlanmayı durdurmak mümkün değildir fakat yapılması gereken hücre yapısını korumak, DNA’mızın hücre için zararlı olan maddelerden etkilenip kanser, alzheimer, parkinson, tansiyon vs. hastalıklara kodlanmasını engellemektir. Yaşlanmaya sebep olan birçok etken vardır. Bunların en başında serbest radikaller gelir.
MADDE BAĞIMLILIĞI TEDAVİSİNİ DESTEKLİYOR
NAD, ruhsal regülasyonla ilişkili bir nörotransmitter olan vücudunuzun serotonin seviyelerini artırır ve depresyon ve anksiyete belirtilerini iyileştirebilir. NAD, madde bağımlılığı tedavisi gören bireyler için faydalıdır. Bu tedavi; istekleri ve yoksunluk belirtilerini azaltır, vücuda enerji verir ve beyin yenilenmesini hızlandırır. Diğer işlevler arasında, yaşlanmayı geciktirmede önemli bir rol oynaması bulunmaktadır. NAD, hücrenin enerji üreten elamanı olan mitokondri üzerinde çalışır ve vücut yaşlandıkça kısalan, kromozomların uçlarında bulunan, koruyucu kapaklar olan telomerlerin uzunluğunu artırır. Böylece hücre yaşlanması gecikir, vücudumuzun en küçük yapı taşı olan hücre tamir olur.
HASTALIKLARA KARŞI DİRENCİ ARTIRIYOR
NAD veya “Nikotinamid Adenin Dinükleotit”; vücudumuzdaki hücrelerin enerjiyi üretmesine yardımcı olan, doğal olarak oluşan bir niasin enzimidir. Oksijen ve glikoz eksikliği gibi NAD eksikliği de hücreyi ölüme götürür. Yiyeceklerden aldığımız enerjiyi hücresel enerjiye dönüştürerek yapar. Laboratuvar tarafından üretilen NAD’ın hastalara doktor tarafından verilmesi birçok hastalığın tedavisine destek için umut olmuştur. Hücre enerji düzeyini artırarak hücrenin hastalığa karşı direncini artırır. Vücudumuzun savunma mekanizmasını olabildiğince güçlendirir.
DOĞAL NAD MİKTARINI AZALTAN NEDENLER
Vücut doğal olarak NAD üretir fakat vücudumuzda bir koenzim olan NAD genel seviyeleri zamanla azalır, bu da yaşa bağlı patolojilere yol açan hücresel değişikliklere yol açar. NAD seviyesi yeterliyse DNA hasardan korunmuş olur.
Travma sonrası stres
Kaygı
Depresyon
Çeşitli nedenlerle oluşan beyin hasarı
Alzheimer
Parkinson
Kanser
Nörodejeneratif hastalıklar (ALS, beyin hücre kayıpları vs.)
Alkol ve uyuşturucu madde kullanmak
Yaşlanma
Yukarıda saydığım nedenlerle doğal NAD miktarı azalır. Bu durumda vücudumuz yeterince enerji üretemez ve hastalıklar ve NAD eksikliği hücreleri tahrip etmeye başlar. NAD terapisi, bireye enerji sağlayarak daha fazla ruh hali ve farkındalık sağlar. Ayrıca yaşlanma sürecini yavaşlatır. Ayrıca alınan NAD ile hücrelerin kalitesi artar ve vücudumuzu yöneten DNA, zarardan kurtulmuş olur. Esas kullanım amacı hastalıklardan kişiyi korumak olan NAD tedavisi; tedavisi henüz tam yapılamayan ve şifa ile sonlanmayan ALS, dejeneratif beyin hastalığı, beyin felci, şeker hastalığı gibi hastalıklarda yardımcı tedavi olarak kullanılmaktadır. Amaç enerji miktarını artırarak; hücrelerin zararını azaltmak ve ölümünü engellemeye çalışmaktır.
Prof. Dr. Serdar DAĞ
01.06.2022 Sabah Gazetesi
Sabah Gazetesinden Okumak İçin Tıklayınız
https://www.sabah.com.tr/yazarlar/serdar-dag/2022/06/01/nad-tedavisi-yaslanmayi-geciktiriyor